Pages

Subscribe:

10.19.2012

Çocukların tatilini verimli kılmak için öneriler


Uzun ve yorucu bir okul döneminden sonra nihayet çocuklarımız tatilde... Ancak sınavlar, dersler, erken kalkma zorunlulukları gibi birçok zorluğun geçici bir süreyle de olsa son bulduğu bu dönem, anne ve babalar için başka soru işaretlerini de beraberinde getiriyor.  Çocuklar tarafından anlamı rahatlama ve serbestlik olan tatil dönemi anne babalar için özellikle zaman ve aktivite planlaması konusunda birçok soru işareti içeriyor.
Okul döneminde bir çocuğun gününün çok büyük bir kısmı okulda geçtiğinden anne babalar için günü programlamak nispeten daha kolaydır. Tatil döneminde ise sabahtan akşama kadar çocuğun evde kalacak olması onları endişeye düşürebilir. Çocuklara yaz programı hazırlanırken; onların “çocuk olmak” ile ilgili ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmak gerekiyor.  ”Anne ve babalar çocukların bütün bir okul döneminden çıktıktan sonra yorgun oldukları ve tatilin onların enerjilerini yeniden kazanmaları için kullanılması gerektiği de unutulmamalıdır.
Peki, çocukları için yaz tatilini etkin kullanmak isteyen anne babalar nelere dikkat etmeli? İşte DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü Çocuk ve Genç Merkezi Klinik Psikolog Cemre Soysal’ a göre çocukların tatil boyunca neler yapacağını planlarken ebeveynlerin unutmaması gereken konular…
Kış boyunca yapamadıkları üzerine yoğunlaşın: Çocukların çoğu zaman darlığı, imkân kısıtlılığı nedeniyle okul döneminde birçok şeyi erteler. Özellikle gitmek isteyip de gidemediğiniz bir gezi alanı, ailecek yapmak isteyip de yapamadığınız bir aktivite varsa bunları yapabilirsiniz. Beraber geçirdiğiniz zamanları artırmaya özen gösterin.
Karnede zayıf not(lar) varsa bunların nedenlerini araştırın: Bütün bir sene geride kaldı. Karnesindeki –eğer varsa- zayıf notu şimdi hatırlatmayın; çünkü artık değiştirebileceğiniz bir şey yok. Yapılacak en faydalı iş, bu dersin başarılamamış olmasının nedenlerini araştırmaktır.
Kitap okumaya zaman ayırın: Çocuklar okul döneminde istedikleri kitapları okumaya zaman bulamayabilirler. Ayrıca okullarda zorunlu olarak okutulan kitapların her biri onların ilgisini çekmeyebilir. Yaz tatili çocukların kitabı sevmelerini sağlamak için çok uygun bir dönemdir. Beraber kitapçıya gidin ve kendi isteğine uygun kitap seçmesine izin verin, aynı zamanda siz de kendinize kitap alın ve onun önünde siz de kendi kitabınızı okuyun ve bunun size verdiği keyfi çocuğunuzla paylaşın. Zevk aldığı kitabı okuyan çocuğun kitap okuma alışkanlığı gelişecek, böylece çocuğunuz okumaya daha istekli olacaktır.
Beş duyuya hitap eden oyunlar oynasınlar: Çocukların dünyayı ve çevreyi en iyi tanımalarının yolu beş duyularını da kullanarak yaptıkları etkinliklerdir. Eski zamanlardan beri bu oyunların en zengin kaynağı “sokak”tır. Sokakta oynanan oyunlar yaratıcılığı, problem çözme becerisini, sosyal ilişkileri geliştirir. Bunu deneyimlemesi için çocuğunuza imkân yaratmaya çalışın. (Sitenizin bahçesi, anneannesinin meyve bahçeli evi veya onun arkadaşlarını da gezinize katacağınız park, orman gezileri…)
Spor yaptırın: Yaz boyunca imkânlarınız dâhilinde çocuğunuzun yüzme, tenis, basketbol gibi açık havada da yapabileceği bir spor yapmasını sağlayabilirsiniz. Kışın okul döneminde kapalı alanda kalan ve genellikle masa başında oturmak zorunda olan çocukların fiziksel aktivite yapmaya ihtiyaçları vardır.
Tatil demek sınırsız televizyon – bilgisayar demek değildir!: Çocukların ebeveynlerinden en büyük istekleri tatil boyunca istedikleri kadar televizyon izlemek veya bilgisayar oynamak olabilir. Fakat unutulmamalıdır ki bunların kısıtlanması çocuğun okul dönemi ile ilgili değil, genel gelişim ve dikkati için gereklidir. Bu nedenle de televizyon ve bilgisayar süreleri yine aşırıya kaçmadan kontrol altında devam ettirilmelidir.
Düzenli olarak ders çalışmalı: Çocuklar yaz tatilinde günlerinin bir kısmını da okulla ilgili çalışmalara ayırmalıdır. Bunun süresi çocuğa göre değişmekle birlikte, dikkate alınması gereken nokta çok ağır bir program olmamasıdır. Anne babalar mümkün olduğunca bu çalışmaları eğlenceli hatta oyun gibi yapmaya özen göstermelidirler. Günlük programdaki çalışma bölümü çocuğun yapmak istediği aktivitelerden önceye alınmalıdır. Böylece istediğini yapabilmek için ders çalışmayı bitirmek çocuk için bir motivasyon olacaktır. 

Evde tırnak bakımı


Kadınlar için her zaman bakımlı görünmek önemlidir. Bunun için kusursuz bir cilt bakımı ve makyaj yetersiz kalabilir. Makyajına, kıyafetine son derece özen göstermiş bir kadın düşünün, ama elleri son derece bakımsız. Hiç hoş bir görüntü olmaz değil mi? Çıkmış ojeler, hepsi birbirinden farklı boylardaki tırnaklar tüm güzelliği siler götürür. Güzelliğinizin tam olması, ellerinizin bakımlı görünmesi için öncelikle tırnaklarınıza gereken özeni göstermelisiniz. Bunun için de illaki güzellik salonlarında maanikür yaptıracağım diye saatler harcamanıza gerek yok.
Tırnaklarınız çabuk kırılıyor ve bir türlü uzamıyorsa;
* Düzenli olarak Mineral ve protein alımya özen gösterin
* Tırmaklarınızı yemeyin. Bundan kurtulmak için acı oje sürebilirsiniz.
* Manikür yaparken sert törpü kullanımı veya fazla baskılı törpüleme yapmayın
* Törpüleme sırasında, tırnaklarınızı ileri geri törpülemeyin. Bu şekilde törpülerseniz tırnaklarınız tabakaya ayrılıp, çatallaşacak ve sizi rahatsız edecektir. Mümkünse tırnaklarını aynı yöne doğru törpüleyin.
* Törpüledikten sonra yumuşatmak için ellerinizi ılık ve kremli suda bekletin. Daha sonra yumuşayan etleri ya kesin ya da geriye doğru itin.
* Su tüketimine dikkat etmelisiniz. Özellikle yaz aylarında bolca su tüketmelisiniz.
* Ojenizi çok uzun süre tırnaklarınızda tutmayın. Nemlendirici özelliği olan aseton kullanın.
* Ev işi yaparken mutlaka eldiven kullanın.
* Tırnaklarınızı nemlendirici kremlerle beslemeyi ihmal etmeyin.
* Tırnaklarınızı kuvvetlendirmenin bir yolu da bir kaç dakika limonla ovmaktır. Böylece sararmaları önleyebilir tırnaklarınızın daha parlak görünmesini sağlayabilirsiniz.
Söylemesi bizden, uygulaması sizden... 

10.13.2012

Rejim Yapmadan Zayıflama

Tok tutan ve iştah kapatıcı etkisi kanıtlanan özel besinleri yiyerek, rejim yapmadan zayıflayabilirsiniz

Diyet yapmanın en zor yanı, sevdiğiniz pek çok yiyecekten vazgeçmek zorunda kalıp, üstüne bir de iştahınızla baş etmek zorunda kalmanız.

Özellikle iştah kapatıcı etkisi olduğu kanıtlanan özel besinleri rejim yapmadan zayıflamak için denemenizi öneriyoruz. Bu besinlerin vücut üzerindeki etkileri, içeriklerindeki bazı maddeler ve görevleri şöyle sıralanıyor:

Karbonhidratlar: Kepek, buğday gibi tahıl ürünlerinde, sebze ve meyvelerde bulunur.
İçeriğindeki lifler, sindirim sistemini harekete geçirir. Özellikle kompleks karbonhidratlar insanı tok tutar.

Triptofan: Vücutta serotonin oluşmasında ve hücrelere taşınmasında önemli bir görev alır. Serotonin de iştah hissini azaltır. Özellikle muz, avokado, yulaf ve peynirde bulunur.

Krom: Vücuttaki insülin dengesini korur. Kan şekerinin düşmesi açlığa yol açar. Krom ihtiyacınızı karşılamak için fındık, ceviz gibi kabuklu yemişler, brokoli ve tahıl ürünleri yiyebilirsiniz.

Albümin: Can sıkıntısını giderir ve iştahı kapatır. Bu protein, triptofan oluşturarak beyne taşır ve serotonin üretimini artırır. Bezelye, fıstık ve fasulyede bulunur.

Fruktoz: Meyvelerden elde edilen doğal şekerdir. Kan şekeri dengesini kesinlikle etkilemez. Ayrıca yemek sonrası tatlı ihtiyacı duymanızı engeller. Çilek ve bal, fruktozun ana kaynağıdır.

İyot: Tiroit hormonlarının yapımı için gereklidir. Açlık duygusunun gelişmesini engeller. Balık, iyotlu tuz ve soğan, iyot açısından oldukça zengindir.

Tok tutan öneriler
# Karnabaharı ve brokoliyi hafifçe haşlayıp yoğurtla tatlandırın. Bu karışım lif açısından zengin olduğundan, sizi uzun süre tok tutar.
# Salatalığı iyice yıkayın ve kabuklarıyla birlikte ince dilimler halinde kesip üzerine bol bol dereotu serpin. Kalorisi yok denilecek kadar az olan bu sebze oldukça tok tutucudur.
# 250 gr mor eriği biraz tarçınla haşlayın. Bu meyve fruktoz açısından oldukça zengin olmakla birlikte tatlı ihtiyacınızı da karşılayacaktır.
# 200 gr ananası incecik doğrayın ve süzgeçten geçirin. İçine 100 gr kefir ve taze nane ekleyin. Ananasın içindeki enzimler, protein sindirimini hızlandırdığından oldukça doyurucudur.
# Öğünler arasında acıktığınızda kuru erik yiyin. Kuru erik kan şekerinin düşmesini engeller. Ancak fazla abartmayın. Bir kuru erikte 8 kalori var.
# Bir demet maydanozu blendırdan geçirip sebze suyuyla karıştırın. Bir iki damla acı biber sosu ekleyin ve için. Bu içecek yağ yakımını kolaylaştırır.
# Kırmızı elmayı ince dilimler halinde kesip 1 çay kaşığı kıyılmış ceviz ve yarım çay kaşığı yonca balıyla karıştırın. Bu karışım hem doyurucudur hem de bağırsakları çalıştırır.
# Kahvaltıda armudu rendeleyin ve yulafa katın. Bu karışıma biraz da yoğurt ekleyin. Armudun içeriğindeki fruktoz uzun süre açlık hissetmemenizi sağlar.
# Günü canlı geçirmek için kendinize yulaf ezmesi hazırlayıp içine kuru meyveler katın. Bu, karbonhidrat ihtiyacınızı karşılayacaktır.
# Portakal ve 50 gr ıspanak yaprağından oluşan bir salata hazırlayın. Salatayı 50 gr yağsız yoğurt, bir tutam tuz ve karabiberden oluşan bir sosla tatlandırın.

Ananas
Ananasta, bromelain adlı protein sindirici bir enzim bulunur. Bromelain sindirimi kolaylaştırır, vücudun su tutmasını azaltır, iltihapları giderir, Aşırı trombosit yapışkanlığını önlediği için doğal bir kan incelticidir. Ancak bromelainin kan inceltici ilaçlarla beraber kullanılması tavsiye edilmez. Bazı kişilerde alerjik reaksiyonlar oluşturabilir veya kalp hızını yükseltebilir.

Büyükse risk var

Daha büyük göğüslü kadınların meme kanserine yakalanma oranının daha fazla olduğu ortaya çıktı.


16 bin kadın üzerinde yapılan araştırmaya göre memenin büyüklüğü ve genetik mutasyonun meme kanseri ile bağlantısı bulunuyor. Uzmanlar bunun sebebinin kadınlarda bulunan ve hem tümörün hem de memenin büyüklüğünü belirleyen seks hormonu östrojen seviyesi olabileceğini söylüyor.

Araştırmaya katılan kadınlara sütyen ölçüleri soruldu ve hepsinin DNA'sındaki nükleotid polimorfizem adı verilen milyonlarca küçük mutasyon incelendi. 7 genin meme ölçüsünü belirlemede doğrudan bağı olduğu,  üç genin ise meme kanseriyle ilişkisi keşfedildi. Dr. Nicholas Eriksson araştırmanın meme ölçüsü ve kanseri arasındaki bağı ortaya koyan ilk önemli araştırma olduğunu belirtti.

BEDEN KİTLE ENDEKSİ VE ÖLÇÜ İNCELENDİ


2006 yılında da Harvard Üniversitesi tarafından menopoza girmemiş 90 bin kadın üzerinde benzer bir araştırma yapılmış ve büyük göğüs ile meme kanseri arasında bağlantı ortaya çıkmıştı.
Beden kitle endeksi 25 veya daha az olan ama sütyen ölçüsü D veya daha fazla olan kadınlarda, ölçüsü A olanlara göre daha fazla meme kanseri riski altında olduğu belirlendi.

Kış mevsiminde nasıl beslenmeli?

Yaz mevsiminden kış mevsimine geçişte bağışıklık ..sistemi zayıflıyor. Hastalıklara yakalanmamak ve kilo almamak için özel bir beslenme programı uygulanması öneriliyor.

Nasıl daha dirençli olabiliriz?Neler tüketilebilir?

 
.."Enfeksiyonlara yakalanmamak için vitamin ve minerallerden zengin beslenmeliyiz.

 
Özellikle A, C, B6, E vitamini ve çinko, selenyum minerallerinden zengin olan kış sebzelerinden brokoli, lahana, brüksel lahanası, kırmızı lahana, karnabahar, havuç, marul, yeşil biber, roka, sarımsak, soğan ve meyvelerden portakal, mandalina, greyfurt, kivi, elmadan bir veya birkaçı günlük beslenmemizde yer almalı."
 
Özel tüketilmesi gerekenler var mı?
 
"Kış gecelerinde televizyon karşısında geçen zamanın da artmasıyla kişi daha fazla yeme isteği duyar. Yağlı, şekerli, hamurlu yiyecekler yerine taze sebze ve meyve tercih edilmeli.
 
Güneş ışığını daha az almamız nedeniyle daha mutsuz oluruz, bu nedenle de kışa doğru depresyon vakaları artar. Sinir sistemimizin güçlenmesi için haftada en az iki kez balık tüketilmeli, günde 10-15 adet fındık veya badem gibi kuruyemişler yenilmeli. 
 
Daha çok çocuklar ve kadınlarda görülen, üşüme, halsizlik, baş dönmesiyle kendini gösteren demir eksikliği de kışın artıyor. Günlük beslenmelerinde et, kurufasulye, yeşil mercimek, barbunya, nohut, yeşil yapraklı sebzelerden destek alınmalı ve beraberinde demirin emilimini hızlandırmak için limon suyu içeren salata tüketilmeli.
 
Bitki çayları da kışın hem içimizi ısıtacak hem de içeriğindeki yararlı maddeler bizleri hastalıklara karşı koruyacak. Kuşburnu, ıhlamur, adaçayı, rezene, nane-limondan günde 1-2 fincan içmekte fayda var."
 
Kilo almamak için önerileriniz?
 
"Yemekleri pişirirken margarin ve tereyağından kaçınılmalı, sıvı yağlarla yemek yapılmalı. Etli yemeklerde de yağsız et kullanılmalı. Kızartma yerine ızgara veya buğulama veya fırında pişirme tercih edilmeli.
 
Yağışlı ve soğuk havalar fiziksel aktivitemizi de engelliyor, daha az hareket, daha yağlı beslenme kilo artışını da hızlandırıyor. Spor salonuna gidecek zamanımız yoksa en azından evde yapılan yarım saatlik yürüyüşün dahi etkisi olacak."
 Kiloyu kontrol altında tutmak için ne yemeli?

"Kilo kontrolünü sağlamak için ana öğünler arasında ara öğünler tüketilmeli,  bol lifli yiyecekler yenilmeli, yağlı-tatlı-hamurlu yiyeceklerden uzak durulmalı.
 
Kahvaltı yapılmalı ama poğaça, kek türü yiyecekler değil, ekmek, peynir, zeytin, domates, salatalık ve haftada 1-2 kez yumurta yenilmeli.
 
Öğle ve akşam çorba, salata, yoğurt yanına ızgara et veya etli sebze yemeği veya kurubaklagiller tüketilmeli. Tatlı olarak sütlü tatlılar tercih edilmeli, günde en az 1.5 litre su içilmeli."
Dyt. Özlem Sert Aydın
http://www.ozlemsert.com

Selülit oluşmaması için neler yapılmalı?

Hormonların düzensiz salgılandığı ergenlik, hamilelik ve menopoz sürecinde oluşan, kadınların 'korkulu rüyası' selülitin oluşmaması için kilonun korunması öneriliyor.


Selülit nedir?

"Selülit aslında bir hastalıktır, 'hidrolipodistrofi' olarak bilinir ve hormonların düzensiz salgılandığı ergenlik, hamilelik, menopoz sürecinde ya da tedavi amaçlı hormon kullanıldığında oluşmaktadır."

Erkeklerde de görülmesi mümkün mü?

"Günümüzde çoğu kadında görülmektedir, yapılan araştırmalara göre yaklaşık yüzde 90 oranında yüksek bir rakam karşımıza çıkıyor.

Sadece kilolu bayanlarda değil hormonal düzensizliği olan zayıf kişilerde de görülmesi mümkün. Erkeklerde selülit yine hormon düzensizliğinden dolayı çok az da olsa görülebiliyor." 

Peki nedenleri neler?

"Selülitte temelde dolaşım bozukluğu etken, kişinin düzensiz beslenmesi tabii ki etkiliyor ama metabolizması, genetik yapısı, hormonal düzensizlikler, karaciğer rahatsızlıkları, tiroid, hareketsizlik, kabızlık, alkol, sigara, asitli içecekler, hormon ilaçları da diğer faktörler.

Ama sigara cilt yapısını bozduğu ve damarları daralttığı için kullananlarda daha fazla görülebiliyor."

Beslenmenin selülit oluşumundaki etkisi nedir?

"Yağ hücreleri belli bir yaşa kadar çoğalmakta ve sonrasında beslenmeye bağlı olarak hacimsel değişikliğe uğramaktadır.

Yanlış bir beslenme tarzı olan 'fast-food' ağırlıklı beslenme ki bu yiyecekler arasında hamburger, pizza, asitli içecekler, alkol, aşırı tuzlu veya tatlı yiyecekler, hayvansal yağdan zengin besinler yağ hücrelerinin şişmesine, ödem oluşmasına ve ödem atılamazsa ise selülit oluşumuna neden olmaktadır.

Bunların yanı sıra az su içmek de bir diğer etken. Saf su vücuttaki ödemin, toksik maddelerin atılmasını sağlıyor."

Selülitin oluşmaması için nasıl bir beslenme uygulanmalı?

"Kişide selülit varsa dermatolog tarafından tespit edilen derecesine göre tedavisi yapılmalıdır. Oluşumun önlenmesi için:

Aşırı kilonun hormonları negatif etkilediği kesin bir gerçek bu nedenle kişinin ideal kilosunda olması önemli. Sık sık kilo alıp vermeler ise çok tehlikeli, hem metabolizma yavaşlıyor hem de ciltte sarkmalar görülebiliyor. Kilonun korunması gerekir. Ödem oluşumunu önleyen proteinden yeterli bir beslenme uygulanmalı. Alkol, asitli içecekler, tuzlu, tatlı ve yağlı yiyecekler, hamur işlerinden uzak durulmalı. Öğünlerde yeşil yapraklı sebzeler, maydanoz, dereotu, ıspanak, marul, brokoli, kabak, salatalık gibi sebzeler tüketilmeli. Potasyumdan zengin meyveler tüketilmeli, kayısı, portakal, kivi, böğürtlen, muz, kavun, karpuz gibi. Balıkta bulunan fosforun dokuları kuvvetlendirici özelliği olduğu için haftada iki kez tüketilmeli Antioksidan özellik gösteren vitamin ve minerallerden doktor kontrolünde destek alınmalı. A, C, E vitaminleri, çinko ve selenyum gibi. Vücudu toksinlerden arındırmak için günde 1.5-2 litre su içilmeli. Böbrekleri çalıştıran biki çaylarından destek alınmalı, ıhlamur, ısırgan gibi. Bağırsakların düzenli çalışması, toksik maddelerin vücuttan atılması için posadan zengin yiyecekler hergün tüketilmeli: Sebze, meyve, kurubaklagil ve tahıllar Hergün düzenli spor yapılmalı en azından yürüyüş yapılmalı."


Dyt. Özlem Sert Aydın
http://www.ozlemsert.com
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Sayfamızı Beğenmenizle
Mutluluk Duyarız